24 Ağustos 2013 Cumartesi

Ben kimim?

Domuzum da domuzum!

1 lira da ödesem 1000 lira da ödesem ederini beklerim. Yemek konusunda başarısızlıklara tahammülüm yoktur. Damak tadımız uymayabilir, mekan zevklerimiz alakasız olabilir. Hatta başka şehirlerde yaşıyor olabilirz. Ama ben size bir mekanda neyle karşılaşabileceğinizi DÜRÜSTÇE anlatacağım.
Kriterlerim vardır ve serttir. Fiyat anlayışım esnektir.
Yere göre biçerim. Kafede kola fiyatına, balıkçıda 70 lik rakı fiyatına, barda bira fiyatına göre söylerim pahalı mı ucuz mu diye. Yemeğin üstüne içilen çayı hesaba yazan mekanı yazarım bir kenara. Tuvaletten anlarım mekan pis mi temiz mi. Beğendiğim yer kral, sevmediğime domuzlarımı salarım.

Çorak Ankaramızın tadı tuzu olamaya geldim. Renk lazım tabi ki Ankarayla sınırlı kalamam. Dünyayı tadarım, herşeyin tadını denerim, tadına bakmaya dünyanın bi ucuna giderim ama bir dünya mutfağını tanımam. Unutmayın bunlar üç günlük yazılar değil yılların birikimi! 82 doğumluyum daha öncesini de beklemeyin! Söz konusu yemek olunca elinin bağı çözülenler. Domuzlarınızı evde bırakın ve hadi keşfe çıkın, hayatın tadına bakın..

Allard / Paris

Dışardan ne olduğu bile belli olmayan, koyu çerçeveli küçük şık Paris restoranlarını kim sevmez? Hesabı ödeyenler sanırım. 1932 yılından beri hizmet veren mekana girdiğiniz zaman romantik ve retro görüntüsünden oldukça etkileeceksiniz. Kasvetli ve karanlık bulanlar da olacaktır, çünkü penceresiz iki odadan oluşuyor diyebilirim. Malum Avrupa şehirlerinin pek çoğu orjinaline dokunulmamış, dokunulamamış binalardan oluşur. Zamanında yapılmış küçücük, kasvetli, penceresiz iki odalı daireleri  insanların evleri, işleri olarak yıllardır kullanılıyor. Ben bu sıkışık dükkanları çok samimi buluyorum ama kalabalık zamanlarda korkunç bir gürültüye neden olabiliyor. Bir de bebekle ya da çocukla giderseniz bunalabilirsiniz.

Allard'da kurbağa bacağı
Ne yiyeceksiniz? Allard, meşhur girişimci şef Alain Ducasse'nin dünya üzerinde sahip olduğu pek çok fine-dining restoranına yeni eklediği bir yer. Eylül ayında menülerde bazı revizyon yapacaklarını duyurdular fakat orjinal ruhunu bozmayacağından eminim. Eğer Fransız mutfağına dair bir bilginiz yoksa fiks menü alın oturun.  Ortalama 30 euro fiks menüleri. Zaten burası da sandığınız kadar lüks bir yer değil, gözünüz korkmasın. Benim tavsiyem meşhur yemeği zeytinli ördek denemeniz olacaktır. İki kişilik deseler de ne kadar büyük bir porsiyon geldiğine inanamayacaksınız. Fırınlanmış ördek biraz sert açıkçası ama zeytin sosuyla çok farklı bir lezzet. Kurbağa bacağı ve salyangoz gibi klasik Fransız yemeklerini de tadabilirsiniz pek tabii. Kızarmış kurbağa bacakları bana göre fazla yağlı olmakla beraber gevrekliği ve tadı harika. Bol zeytinyağı ve baharatlarla servis ediliyor.


Keyifle gidin. Beyaz masa örtülü bir restoran sizi şaşırtmaz diye düşünüyorum;)